Bikur Holim Sinagogu
Portekiz asıllı bir Hollandalı iken İzmir’e göçen Salomon de Ciaves, 1724 yılında, geniş avlulu evlerinden birini sinagog olarak kullanılmak üzere Yahudi cemaatine bağışlamıştır. Sinagog için tüm dini kitap ve kutsal eşyaların satın alınmasını da sağlamıştır. Kuruma bir miktar gelir getirmesi için bitişikteki bazı ev ve dükkanlarını da hibe etmiştir.
Sinagogun, hastaları ziyaret anlamına gelen “Bikur Holim” olarak anılmaya başlaması, büyük olasılıkla, şehirde bir zamanlar sıkça görülen veba veya kolera salgınlarında bodrumunun hastane olarak kullanıldığı dönemlere denk gelmektedir.
Bahsedilen bodrumun bir zamanlar Yahudi cemaatinin hapishanesi olması da mümkündür. 1772’de yanan sinagog, aynı aileden Manuel de Ciaves tarafından 1800 yılında yeniden inşa edilmiştir.
Merkezi planda tasarlanmış ana ibadet salonu, görkemli bir Teva (dua okuma kürsüsü) ile çiçek ve meyve desenleriyle süslenmiş tavan, yeşil ve sarıya boyanmış sütunlarla bezeli olan bu sinagog, İzmir’in en etkileyici ibadethanelerinden biridir.
Bet Hillel Sinagogu
Haham Hayim Palaçi (1788-1869) ve oğlu Haham Avraham Palaçi (1809-1899), 19. yüzyılda İzmir Yahudi cemaatinin önde gelen ilahiyatçıları olarak kabul edilmiştir. Her ikisinin de ünleri İzmir ve Osmanlı İmparatorluğu’nun ötesine geçerek Avrupa ve Ortadoğu Yahudi din adamlarının İzmir’e gelmesine neden olmuştur.
Haham Hayim Palaçi hayatı boyunca toplam 72 kitap yazmış ve bunların 26’sıyayınlanmıştır. Sultan Abdülmecid tarafından 1861’de “Adaletten sorumlu ilahiyatçı” nişanı ile ödüllendirilmiştir.
Daha önceleri Haham Hayim Palaçi ve oğullarının eğitim gördükleri bir Yeşiva (dini okul) olan yapı 1840 yılında Haham Avraham Palaçi tarafından ibadethaneye dönüştürülmüştür.
Bet Hillel Sinagogu ile Haham Hayim Palaçi’nin Gürçeşme Mezarlığı’nda bulunan mezarı ve Mikve (arınma havuzu), Palaçi’nin öğrencileri tarafından kutsal yerler olarak benimsenmiş ve bu mekânlar topluluğu “Pırlanta Üçgeni” olarak anılmaya başlanmıştır.
Portekiz Sinagogu
Portekiz Sinagogu, İzmir’de, kurucularının kökenini isminde taşıyan tek sinagogdur. Hahambaşısı Jozef Eskapa döneminde, yani 1620’li yıllardan itibaren var olduğu bilinen altı sinagogdan biridir. Kendi dönemi için İzmir’in en büyük sinagogu olarak anılır. 17. yüzyılda Sabetay Sevi’nin “mesih hareketi”nin odağı haline gelen bu sinagog tarihsel olaylar dizisine tanıklık etmiştir. Sabetay karşıtlarının kalesi sayılan Portekiz Sinagogu, hareketi genişlediğinde kapılarını Sabatay Sevi’ye kapatmıştır. Yıllar sonra Sabetay ve taraftarları, kapıları kırarak sinagoga girip muhaliflerinin önderleri olan hahamları kovalamıştır.
Daha önce kendisini “Yahudilerin Mesihi” ilan etmiş olan Sabatay Sevi, bu baskınla kurtuluş gününü ilan etmiş ve Portekiz Sinagogu yeni katılımcılarla birlikte Sabetaycı hareketin merkezi haline gelmiştir.
1976 yılında yanmış olan Portekiz Sinagogu, 2018’de sosyal aktivite merkezi olarak hizmet vermek üzere restore edilmiştir.
Etz Hayim Sinagogu
Defalarca yangın ve deprem tehlikelerinden kurtulan bu sinagog, 1841 yangınında hasar görmüş ve 1851’de Daniel de Sidi tarafından tamir ettirilmiştir.
Merkezi planlı olarak inşa edilen sinagogun Teva’sı (dua okuma kürsüsü) 20. yüzyılın başlarında Avrupa sinagog mimarisinden esinlenilerek, merkezden Ehal’in (Tevrat rulolarının saklandığı dolap) yanlarına taşınmıştır.
1688’de ölen Salomon Ben Ezra’ya ait bir belgede, İzmir’in tek mevcut sinagogunda Müslüman Türklerin namaz kıldığından bahsedilmektedir. Bu belgeye konu olan dönemin, İzmir’in Türklerin fethi dönemine denk geldiği ve şehirde cami olmadığı için bu sinagogda dua ettikleri düşünülmektedir.
Hevra (Talmud Tora) Sinagogu
Hevra Sinagogu’nun adı eski metinlerde “Talmud Tora” olarak geçmektedir. 17. yüzyılda, Haham Jozef Eskapa döneminde, var olduğu bilinen bu sinagog, yangınlara maruz kalmış ve defalarca yeniden inşa edilmiştir. 1838 yılında çıkan yangından sonra Çelebi ve Menahem Hacez kardeşler tarafından yeniden yaptırılan bina, 1841 yangınında tekrar yanmış ve uzun yıllar harap halde kalmıştır.
Merkezi planlı olarak inşa edilen Hevra Sinagogu, Teva (dua okuma kürsüsü), üçlü Ehal (Tevrat rulolarının saklandığı dolap) kompozisyonu ve Midraş (küçük ibadet salonu) ile tipik bir İzmir sinagogudur. Bir zamanlar Hevra Sinagogu’nda bulunan Tevrat rulolarının çok sayıda olması, buraya prestijli bir statü sağlamıştır.
Çatısı 1999 yılında çöken Hevra Sinagogu’nun kurtarma çalışmaları 2020’de tamamlanmış, ancak sinagogun restorasyonuna henüzbaşlanmıştır.
Şalom Sinagogu
Şalom Sinagogu, 1620’den başlayarak örgütlemeyi başardığı Yahudi Cemaati’nin 1648’den itibaren lideri olan Hahambaşı Jozef Eskapa’nın sinagogudur. Haham Eskapa, aynı zamanda genç Sabatay Sevi’ye din eğitimi sağlamış, ancak Sevi kendini “Mesih” ilan ettiğinde onun İzmir’den kovulmasına da öncülük etmiştir.
Şalom Sinagogu, 1841 yangınında zarar görmeyen tek sinagogdur. İşlemeli tavanı ve duvarlar boyunca uzanan çiçekli minderli kanepeleri ile tipik bir Anadolu evini anımsatan iç mekânı sayesinde, İzmir’in en otantik sinagogu olduğu söylenebilir.
Merkezi planlı olarak inşa edilmesine rağmen, 1939’da Teva (dua okuma kürsüsü), Ehal’in (Tevrat rulolarının saklandığı dolap) karşısındaki duvarın önüne taşınmıştır.
Algazi Sinagogu
Algazi Sinagogu’nun girişindeki kitabeden dolayı 1724 yılında İshak Algazi tarafından yaptırıldığı kabul edilmektedir. Başka bir görüş, bu sinagogun en azından 17. yüzyılda var olduğunu ve 1666’da Sabatay Sevi tarafından kontrol edildiğini iddia etmektedir.
Bodrum katı hem Midraş (küçük ibadet salonu) olarak kullanılan hem Asara Batlanim’in (on yaşlı erkek) ülkenin ve halkın kurtuluşu için gün boyu dua ettiği bir yerdi. Ek olarak, kullanılmayan kutsal yazı ve dini nesneler de Yahudi geleneğine göre gömülmeden önce orada saklanmaktaydı.
Önde gelen hahamlar yetiştirdiği bilinen Algazi Ailesi’nin bir diğer ferdi olan İshak Ben Salomon Algazi de bu sinagogla ilişkili bir kişidir. 1889 doğumlu olan İshak Algazi, Bet Hillel Yeşivası’nda (din okulu) eğitim görmüş ve ataları gibi Algazi Sinagogu’nda Hazan (müezzin) olmuştur. İzak Algazi, dini, laik ve klasik Türk müziğinin en önemli bestecilerinden biri olarak kabul edilmiştir.
Forasteros Sinagogu
İzmir’in tarihi Kemeraltı Çarşısı’nın ve birinci Yahudi mahallesinin kalbinde yer alan sinagog, iki isimle biliniyordu. İki dilde de “yabancılar” veya “misafirler” anlamına gelen “Orahim” (İbranice) ve “Forasteros” (İspanyolca) ismi, burasının İzmir’e gelerek yerel Yahudi cemaatine katılan yeni Yahudi göçmenlere hizmet ettiğini göstermektedir. Sinagog muhtemelen 17. yüzyılda inşa edilmiş ve bir yangınla yok olana kadar aktif kalmıştır. Ağır hasar görüp sinagog işlevi görmemeye başlayınca, avlusu, uzun yıllar Yahudiler için kutsal olan Yom Kippur’dan önce kefaret adaklarının yapıldığı kaşer (helal) kümes hayvanı kesimhanesi olarak hizmet vermiştir.
Sinyora Sinagogu
17. yüzyılda defalarca yanan bina, 1841 yangınında tamamen yıkılmış ve Moiz Bengiat Yeruşalmi’nin katkılarıyla yeniden inşa edilmiştir.
Sinagogun merkezi plandan ikili Teva (dua okuma kürsüsü) uygulamasına dönüştürüldüğü zemin düzeninden açıkça görülmektedir. Tevrat’tan satırların yazılı olduğu kapılarıyla Ehal (Tevrat rulolarının saklandığı dolap), İzmir’e özgü üçlü kompozisyona uymaktadır.
Anlatılan bir hikâyeye göre bu sinagog, Donna Gracia Nassi (1510-1569) adındaki Portekiz kökenli bir hanımefendinin bağışları ile yapılmıştır.
Ancak güncel araştırmalar, 1664 yılında İzmir’den “kutsal topraklar”a göç etmeye karar veren Lea isimli bir hanımefendi tarafından singagog olarak kullanılmak üzere İzmir Yahudi Cemaati’ne bağışlandığını ortaya koymuştur.